1 Ekim 2014 Parents Türkiye
Meme kanserinden korkmuyoruz
Meme kanserinden korkmuyoruz. Meme kanseri nedir? Nasıl anlaşılır? Tedavi edilebilir mi? Tüm bu merak edilen önemli noktaları Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Vahit Özmen açıklıyor.
Söyleşimizin tüm kadın okuyucularımız için aydınlatıcı olacağına inanıyoruz. Meme kanseri nedir? Meme kanseri, memedeki sütü yapan kesecikler ve bunları taşıyan kanallardan gelişen bir kanser türüdür. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilen ve en sık kanallarda oluşan meme kanseri, kadınlarda görülen kanserler arasında birinci sırada yer alır. Daha çok menopoz sonrası kadınlarda görülürken, son yıllarda ciddi olarak 40 yaş allı kadınlarda da artmaya başlamıştır. Her 8 kadından biri, yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşırken erkeklerde görülme sıklığı çok düşüktür. Kadınlarda bu çok sık görülen kanserden korunma, egzersiz, diyeL ve ilaç kullanarak mümkün olmaktadır. Ayrıca, mamografık taramanın sağladığı erken tanı ve modern tedavi yöntemleri ile yüzde yüz tedavi edilebilen bir hastalıktır. M«m« kanserinin görülme sıklığını artıran faktörler nelerdir? Bu kanserin ülkemizde görülme sıklığının artışı birkaç nedene bağlanabilir. Bunların başında genel olarak kadınlarda ortalama yaşam süresinin artmasını gösterebiliriz. Yine yaşam tarzının ve beslenme alışkanlığının değişimi (yoğun çalışma Lemposu, stres, şişmanlama, hormonlu besinlerle beslenme, hareketsizlik vb.) ve üreme fonksiyonlarında farklılaşma (geç doğum, doğurmamak, az süt verme, erken adet görme, geç menopoz vb.) meme kanseri sıklığının özellikle ülkemizde artışının en önemli nedenleri arasındadır. Meme kanseri farkmdalığınınve çektirilen mamografi sayısının artması, meme kanseri konusundaki bilinçlendirme çalışmaları, ücretsiz mamografi çektirme kampanyaları da meme kanseri görülme sıklığını artırmaktadır. Meme kanserine nasıl teşhis konulur? Hastalık kendini ne şekilde belli eder? Meme kanserinin en sık bulgusu memede ya da koltuk altında hissedilen ağrısız kitlelerdir. Meme başı ya da meme cildinde çekinti ya da çökme görülebilir. Ender olaralc meme başında renk değişikliği ve kanlı meme akıntısı, meme kanseri habercisi semptomlar olabilir. Çok ileri vakalarda memede yaralar da açılabilir. Bizim hedefimiz, memede henüz bir kitle fark etmeden düzenli mamografık larama ile kanserin fark edilmesidir. Bu sayede hem sağlıklı yaşam hem de memenin korunması mümkün olabilir. Toplumda görülme sıklığı/yüzdesi nedir? Meme kanseri en çok kimlerde görülür? Meme kanseri tüm dünyada kadınların en sık görülen kanseridir. Gelişmiş ülkelerde çok daha sık görülürken,bu sıklık koruyucu önlemlerle giderek azalmaktadır. Bunun tersine, gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de meme kanseri sıklığı hızla artmaktadır. Kanserden ölümlerde ise akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’de son yıllarda meme kanseri sıklığında ciddi bir artış söz konusudur. 1990’lı yılların başında yapılan bir çalışmaya göre meme kanseri sıklığı 24/100.000 iken 2007’de Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi tarafından verilen bilgilere göre 50/100.000’e ulaşmışLır. Yani son 20 yıl içinde meme kanseri sıklığının 2 kattan daha fazla arttığını söyleyebiliriz. Türkiye Meme ekim 20U parents söyleşi – ıs Hastalıkları Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen hasta kayıt programı kapsammdataranan 20.000 hastadan elde edilen verilere göre, Evre 0 meme kanseri yakalanma oranı %5, Evre I meme kanseri ise %27’dir. Batılı ülkelerde erken evre meme kanserinin yakalanma oranı Türkiye’den 3 kat daha fazladır. Bunun nedenleri, ABD ve Batı Avrupa’da toplum tabanlı organize tarama programlarının uygulanması ve kadınlarda meme kanseri farkındalığının oluşmasıdır. Bizim Bahçeşehir’de uyguladığımız toplum tabanlı tarama sayesinde Türkiye’de meme kanseri tarama yaşı 40’a imrıiş ve yakalanan kanserlerde çok erken olarak fark edilmiştir. Meme kanserinin oluşmasını tetikleyen faktörler nelerdir? Meme kanserlerinin yaklaşık %75’i sporadik dediğimiz, herhangi bir risk faktörü taşımayan, ailesinde ve genlerinde olmayan kadınlarda ortaya çıkmaktadır, %15’i ailesinde özellikle birinci derece akrabasında (anne, kız kardeş, kız vs.) meme kanseri olanlarda, kabaca %10’u da kanser genlerini (BRCA 1,2) taşıyanlarda görülmektedir. Meme kanserinde vücudun yumurtaların ürettiği östrojenle karşılaşma süresi arttıkça meme kanseri riski artmaktadır. Bu yüzden erken adet görmeye başlamak, geç menopoza girmek, östrojen ağırlıklı doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmak ve menopoz sonrası hormon tedavisi görmek, meme kanseri riskini artırmaktadır. Bunun dışında doğum yapmamak ya da 35 yaş sonrası doğum yapmak, şişmanlık yani vücut kitle indeksinin 25’in üzerinde olması meme kanseri riskini arttıran diğer faktörlerdir. Ailede özellikle anne ve kız kardeşler gibi birinci derece akrabalarda meme kanseri olması, BRCA genleri gibi meme kanserine yatkınlık oluşturan genlere sahip olmak meme kanseri açısından yüksek risk teşkil eden durumlardır. Meme kanseri genlerinin önceden tespit edilmesi mümkün müdür? Meme kanserine neden olan birçok gen vardır. Bu genler taşıyıcı olan ebeveynlerden kız çocuklarına geçmektedir. Bu genler içerisinde en önemli olanları BRCA 1 ve BRCA 2 genleridir. Yakın akrabalarında meme kanseri olan kadmlarda bu genler araştırılabilmekt edir. Bunun için bu testlerin yapıldığı kliniklerde Genetik Danışma Bölümü kurulmuştur. Bu klinikte öncelikle kadının bu testi yaptırmaya uygun olup olmadığı araştırılıp, yapılmasına karar verilmektedir. Test yapılmasına karar verilen kadınlara test yaptırmanın getireceği sonuçlar anlatılarak, ekim 2014 oo parents psikolojik danışmanlık da verilmektedir. Ailesinde meme ve yumurtalık kanseri olan Angeline Jolie’de meme kanseri genetik testlerinin (BRCA1.2) pozitif çıkması ve henüz kanser gelişmeyen memelerini aldırması, Amerika’da yapılan BRCA1,2 gen testlerini yaptıran kadın sayısını iki katma çıkarmıştır. Bu hastalığın tedavisi var mıdır? Varsa başarı oranı nadir? Meme kanserinin tedavisi, birden fazla uzmanlık dalının beraber çalışmasını gerektiren, son derece özellikli ve deneyimli bir yaklaşıma ihtiyaç duyar. Hastalığın mamografide, küçük olarak ve çok erken evrelerde yakalanması çok önemlidir. Böylece ameliyatla kanserin tamamen temizlenmesi, koltuk altındaki lenf bezlerinin tamamının alınmaması ve memenin korunması mümkün olmaktadır. Hastalığın erken evrede yakalanması durumunda kemoterapi bile gerekmeyebilir.
Daha ileri evredeki hastalarda ameliyat sonrasında kemoterapi ve takiben radyoterapi gerekebilir. Bazı durumlarda ameliyaLLan önce kemoterapi verilerek tümör küçültülüp, daha sonra ameliyat ve radyoterapi uygulanabilir. Erken evre meme kanserinde tedavi üe başarı şansı yüzde yüze yakındır. Bu kanser türünden önceden korunmak mümkün müdür? Erken teşhis ve tarama, meme kanseri süresinde iki anahtar kelime. Bu olguların önemini anlatır mısınız? Meme kanserinin erken teşhisi, tedavinin başarısı açısından çok önemlidir. Erken teşhis ile yukarıda bahsedildiği üzere memenin korunması mümkün olmakta ve bazı durumlarda kemoLerapiye bile gerek kalmamaktadır. Erken teşhiste en önemli unsur, mamografı ile tarama programlarının oluşturulması ve kadınların bu tarama programlarına düzenli olarak katılması sonucu sadece mamografide görülen ve ele gelmeyen kanserlerin yakalanmasıdır. Yapılan çalışmalar, 40 yaş üstü kadınlardamamografî ile yapılan taramalar ile %20-35 oranında sağkalım avantajı sağlanabildiğini göstermektedir. Bu nedenle Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Cerrahi Derneği, benim kuruculuğunu ve bir dönem başkanlığını yaptığım Türkiye Meme Hastalıkları Federasyonu, 40 yaş üstü kadınların yılda bir kez mamografî ile taramayı önermektedir. Tarama programlar inin düzgün olarak yürütülebilmesi için, bunu uygulayan sağlık sisteminin ve toplumdaki farkmdalık oranının yüksek oLması gerekmektedir. Bu açıdan kadınların eğitim seviyesinin yüksek olmasının, düzenli kendi kendini muayene etmesinin meme kanserine karşı koruyucu ve erken tanıyı sağlayıcı etkisi olmaktadır. Kemoterapiye gerek olmadan meme kanserinin tedavisi gerçekten mümkün mü? Hangi hastalar kemoterapi olmaksızın tedavi edilebilir? Evet, erken evre meme kanseri tanısı konulan, memedeki kanserin kolLuk altına yayılmadığı ve hormon reseptörünün pozitif olduğu bilinen kadınlarda yapılan özel bir Lestile kemoterapi gerekmediği tespit edilebilir ve bu hastalara kemoterapi verilmeyebilir. ekim 2014 08 parents Bu testi yapmak için, hastanın raorao kanseri dokusundaki 21 gen nüks analizi gerçekleştirilerek 10 yıl içerisinde meme kanserinin tekrarlama riski hesaplanmaktadır. Test sonucunda hastalarımızı kabaca düşük, orta ve yüksek riskli olarak sınıflandırabiliyoruz. Düşük riskli hastalarımızı kemoterapi vermeksizin tedavi edebiliyoruz. Bu hastalarımıza hormonoterapi dediğimiz 5 sene ağızdan alarak kullanacakları vücutlarındaki östrojen seviyesini azaltan veya onun memedeki etkisini ortadan kaldıran tablet veriyoruz ve takiplerine devam ediyoruz. Türkiye’de uygulanabilen en modern ve güncel testler, araştırmalar hangileri? Bugün ülkemizde bilinen tüm modern tanı ve tedavi yöntemleri ve testleri bulunmakta ve uygulanmaktadır. Hastanın yaşına ve memedeki kitlenin ve memenin Özelliklerine göre, dijital mamografı, renkli doppler ultrasonografı, tomosentez ve meme MR görüntülemesi teşhis için rahatlıkla uygulanmaktadır. Ele gelmeyen tümörler için mamografi, ultrasoııografi ve MR ile işaretleme ve biyopsi yapüma şansı vardır. Ayrıca, BRCA1,2 genetik testi yüksek risk grubundaki kadınlara uygulanmaktadır. Bu sayede genlerinde meme kanseri taşıyıcılığı bulunan kadınlar saptanarak, gerekli bilgilendirme ve girişimler uygulanmaktadır. Kadınlar kaç yaş itibariyle risk grubundadır? Kalıtımsal yatkınlığı olmayan ve risk faktörleri tanımlanmamış kadınlar, 50 yaşından itibaren risk grubunda sayılmaktadır. Ailesel ya da genetik yatkınlığı olan hastalarda ise meme kanseri daha erken yaşlarda görülebilmektedir. Meme kanserini önleyici yiyecek/ içecekler veya egzersizler var mıdır? Dengeli ve düzenli beslenme ile vücut kitle indeksinin normalde tutulması ve haftada en az 5 saat yapılacak olan düzenli egzersizin meme kanseri yakalanma riskini %30 kadar azalttığı bilinmektedir. Bol miktarda taze ve sezonuna göre üretilmiş meyve-sebzeler, beyaz et (balık-tavuk) tüketilmesi, alkol ve sigara kullanılmaması önerilmektedir. Meme kanseri tedaviden sonra tekrarlayabilir mi? Erken yakalanan ve çok iyi tedavi edilen meme kanserinin tekrarlama olasılığı son derece düşüktür. Bu tekrar ya meme ve bölgesel lenf bezlerinde olur (lokal tekrarlama) ya da sistemik yayılım şeklinde uzak organlara (kemik, akciğer, karaciğer, beyin vs.) olur. Erken yakalanan bazı hastalarda, daha önce bahsetmiş olduğum OncotypeDX testi, kanserin 10 yıl içerisindeki lokal veya sistemik nüks ihtknalini daha bilimsel bir şekilde bize iletmektedir.